Muğla Menteşe’deki Zübeyde Hanım Mesleksel ve Teknik Anadolu Lisesi’nde öğrencisine “cinsel taciz” ile suçlanan vücut eğitimi öğretmeni A.Ş., 16 Aralık’ta ikinci kere hâkim karşısına çıktı. Duruşma 24 Şubat’a ertelendi. Avukat Alev Öztürk, “Bu durum İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne 24 Mayıs’ta bildirildiğinde ne yazık ki kuşkulu, mağdur çocukla okullar kapanana kadar birebir okulda kalmaya devam etti. Öğretmen hakkında herhangi bir süreç yapılmadı, açığa alınmadı. Ortaya yaz tatili girdi. Yeni öğretim yılıyla lakin misyon yeri değiştirildi. Hâlâ vazifesine devam ediyor. Kovuşturma başlatılmış, dava görülüyor. Bu müddette İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bu hususta bir şey yapmaması, okullar kapanana kadar okulunu dahi değiştirmemesi ve şu anda da hala açığa almaması bizim başımızda önemli soru işaretleri oluşturuyor” dedi.
Muğla Menteşe’de Zübeyde Hanım Mesleksel ve Teknik Anadolu Lisesi’nde geçtiğimiz mayıs ayında; vücut eğitimi öğretmeni A.Ş.nin öğrencisine “cinsel tacizde” bulunduğu öne sürülmüştü. Aile, öğretmeni şikâyet etmiş; olay İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından savcılığa intikal ettirilmiş; öğretmen hakkında Muğla 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı.
Yargılamanın 18 Ekim’de yapılan birinci duruşmasında, A.Ş., suçlamaları kabul etmemişti. Yargılamanın ikinci duruşması, 16 Aralık’ta yapıldı. Duruşmada; öğrenciler, sınıf öğretmeni ve okul müdürünün sözleri dinlendi. Duruşma, 24 Şubat’ta ertelendi.
Çocuğun ailesi yaşanan olayı ve süreci şöyle anlattı:
“Kızım bu durumu sınıf öğretmenine söylemiş. Sınıf öğretmeni beni aradı, ‘Sizin bu durumdan bilginiz var mı?’ dedi. ‘Var’ dedim. Kızım daha sonrasında rehber öğretmenler ile görüştü. Durum İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bildirildi. Biz de emniyete cürüm duyurusunda bulunduk. Emniyet, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne götürmem için bana evrak numarası verdi. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gittiğimizde de bizimle ilgilenen olmadı. Bu olay bir mühlet o denli kaldı. Öğretmene bir yaptırım olmadı. Hiçbir şey yokmuş üzere birebir okulda öğretmenliğe devam etti lakin benim kızım huzursuz olduğu için okula gitmek istemedi. Okul müdürümüz de hiç yardımcı olmadı. Okul müdürü kızımın sürekli giydiği pantolon için bu olay sonrasında ‘Çok kısa, çok dar, bu okul pantolonu değil’ üzere kelamlar söyledi. Ben de okul müdürüne ‘Sene başından beri giydiği pantolon artık mi gözünüze battı’ dedim. Bu saatten sonra yeni bir pantolon alamayacağımı söyledim. Kızım okula gitmek istemediği için devamsızlıkları oldu. Ben onları sildirmek için okula gittim. Okul müdürü kızıma, ‘Sen daha evvel sınıfta kaldın mı?’ dedi. Kızım da ‘Hayır’ deyince okul müdürü, ‘Ne olacak bir sene kalırsın’ dedi.
“Kızım okula gitmek istemedi”
Yeni devir de öğretmen hâlâ okulda olunca kızım okula gitmeyeceğini söyledi. Biz eşimle okula gittik. Müfettişler vardı. Eşim müfettişlere, ‘Siz bu işin gereğini yapmıyorsunuz, bu adam hala bu okulda misyon yapıyor ve benim kızım okula gelmek istemiyor. Tıpkı şey sizin başınıza gelseydi ne yapardınız?’ dedi. Müfettişlerde ‘Biz gereğini yapacağız’ dediler. Daha sonra öğretmeni öbür bir okula aldılar. Mahkemede kızımın ocak ayında bir iki hafta kullanıp bıraktığı, miligramı düşük, kolay ilaçları, önümüze sürdüler. Bu ilaçların ismini nasıl buldular? Bu adamın eşi hemşire, abisi doktor. Bu halde öğrenmiş olabilirler diye düşünüyorum. Ben kendim, kızımın ilaçlarını göremiyorum. Bunlar nasıl görüyorlar? Avukatımızda bununla ilgili cürüm duyurusunda bulundu esasen. İkinci duruşma, bizim için yeterli geçti. Şahitler da kızımla birebir tabirleri kullandılar.
“Öğretmen hâlâ misyonunu yapabiliyor”
Öğretmen hala görevini yapabiliyor. Bu türlü bir olay benim başıma gelmiş olsa ben, o öğrencilerimin yüzüne bakamam. Öğretmen kızım için okulda ‘Halüsinasyon görüyor, başından uyduruyor’ üzere kelamlar söylemiş. Kızım artık beşerlerle diyalog kurarken başında daima bir ‘acaba’ var. Yaşadığı olaydan kaynaklı dışarıya karşı bir tedirginliği var. Biz, bu insanlara çocuklarımızı emanet ediyoruz. Sen bu çocuklara örnek olacağın yerde, bu yapılan çok iğrenç bir şey. Bu türlü bir zihniyet maalesef hala var. Pişkin pişkin hala bu mesleği yapmaya devam ediyorlar. Ben yetkililerden bu öğretmenin gerekli cezayı almasını istiyorum.”
“Suç duyurusunda bulunduk”
Avukat Alev Öztürk ise şunları söyledi:
“İlk duruşmamız 18 Ekim 2022’de yapıldı. İkinci duruşmada 16 Aralık’ta yapıldı. Birinci duruşmada sanık savunmasını yaptı ve suçlamaları kabul etmedi. Sözünde ve belgeye yazılı sunduğu dilekçesinde mağdur çocuğun bir periyot antidepresan ilaçlar kullandığını beyan etti. Reçete edilen ilaçların isimlerini tek tek söyledi. Bu bilgiye ulaşma talihi yok. Zira bu bilginin, ‘Kişisel Dataların Korunması Kanunu’na nazaran ele geçirilmesi ve yayılması hatadır. Bu hususta da birinci duruşmada cürüm duyurusunda bulunduk. İkinci duruşmada da Sanık ‘Çocuk antidepresan ilaçlar kullanıyor. Bu ilaçların yan tesiri olarak halüsinasyonlar görüyor olabilir, kuşkucu yaklaşabilir o yüzden bu türlü bir suçlama yapıyordur. Rapor alınsın’ dedi. O yüzden bu ilaçların ne olduğu ve yan tesirlerinin ne olduğunu öğrenmek için İsimli Tıp İhtisas Kurumu’ndan rapor istendi. Okulda yaşanan olaylara şahit olan okul arkadaşları, sınıf öğretmeni ve okul müdürü dinlendi. Tanıklar genel olarak mağdur çocuğun tezlerini doğrular nitelikte söz verdiler.
Bu durum İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne 24 Mayıs’ta bildirildiğinde ne yazık ki kuşkulu, kendisine hata sav edilen öğretmen, mağdur çocukla okullar kapanana kadar birebir okulda kalmaya devam etti. Öğretmen hakkında herhangi bir süreç yapılmadı, açığa alınmadı. Ortaya yaz tatili girdi. Yeni öğretim yılıyla lakin vazife yeri değiştirildi. Hala misyonuna devam ediyor. Bu sık karşılaşılan bir durum değil, zira bir öğretmen hakkında ‘cinsel taciz’ suçlaması var. Kovuşturma başlatılmış, dava görülüyor. Bu mühlet de İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bu bahis da bir şey yapmaması, okullar kapanana kadar okulunu dahi değiştirmemesi ve şu anda da hala açığa almaması bizim başımızda önemli soru işaretleri oluşturuyor.” (ANKA)