İSTANBUL (İGFA) – Kalp sıhhati alanında gerçekleştirdiği tesirli farkındalık çalışmalarıyla öne çıkan ve 60. yılını geride bırakan Türk Kardiyoloji Derneği (TKD), her yıl Mayıs ayının ikinci haftası düzenlenen Kalp Yetersizliği Farkındalık Haftası nedeniyle bu kıymetli kronik sıhhat problemine bir defa daha dikkati çekti.
Kalbin gereğince kan pompalayamaması durumunu söz eden kalp yetersizliği, kalp kaslarının zayıflaması yahut sertleşmesi sonucunda ortaya çıkabiliyor. Yetersiz kan pompalanması, bedenin öbür organlarının gereğince oksijen ve besin hususu alamamasına neden oluyor. Bu da önemli sıhhat meselelerine yol açabiliyor. Kalp yetersizliği, hayat kalitesini kıymetli ölçüde düşürebiliyor ve hatta ölümcül olabiliyor.
Dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen kalp yetersizliği, ülkemizde de kıymetli sıhhat problemlerinden biri olarak öne çıkıyor. Kalp yetersizliği, Türkiye’de vefat nedenleri ortasında üst sıralarda yer alıyor.
ERKEKLER BAYANLARA NAZARAN DAHA FAZLA RİSK ALTINDA
Birçok kalp yetersizliği olayının erken teşhis edilebildiğine ve önleyici önlemler alınabilineceğine dikkat çeken TKD Kalp Yetersizliği Çalışma Kümesi Lideri Prof. Dr. Özlem Yıldırımtürk, “Türkiye, kalp yetersizliği üzere kardiyovasküler hastalıkların yüksek bir yükü altında. Gelişen teknoloji ve tıbbi ilerlemelere karşın, kalp yetersizliği hala değerli bir sıhhat sorunu. Bilhassa yaşlı nüfusta ve kronik hastalıklara sahip bireylerde kalp yetersizliğinin görülme riski artıyor. Yakın dönemde Sağlık Bakanlığı verilerinin değerlendirildiği 2016-2022 yılları ortasını kapsayan çalışmada, kalp yetersizliğinin erişkin nüfusta görülme sıklığı %2.9 olarak belirtildi. Bu da yaklaşık 2 milyon 700 bin hastayı söz ediyor. Türkiye’deki kalp yetersizliği hastalarının yaş ortalaması 68 olurken, erkekler bayanlara nazaran daha erken yaşlarda kalp yetersizliğiyle karşı karşıya kalıyorlar. Erkeklerde sıklıkla kalp damar hastalıkları kalp yetersizliğine sebep olurken, bayanlarda hipertansiyon, tiroid hastalıkları ve obezite kalp yetersizliğine adeta davetiye çıkarıyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Özlem Yıldırımtürk, kalp yetersizliğiyle uğraşta en kıymetli adımlardan birinin toplumda farkındalık oluşturmak olduğunu vurgulayarak ekledi: “Toplumu kalp sıhhati konusunda bilinçlendirmek, risk faktörlerini tanıtmak ve en kıymetlisi sağlıklı hayat usulü alışkanlıklarını teşvik etmek, kalp yetersizliği olaylarını azaltmada kilit rol oynuyor. Sıhhat kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve medyanın kalp yetersizliği farkındalığını artırmak için hayata geçirecekleri iş birlikleri bu noktada epeyce değer taşıyor. Toplumda kalp sıhhatiyle ilgili eğitimlerin ve bilgilendirme programlarının da daha yaygın hale getirilmesi atılacak kritik adımlar ortasında yer alıyor. Okullarda ve işyerlerinde düzenlenen eğitimler, bireylerin kalp sıhhatine yönelik bilinçlenmesine yardımcı olabilir ve sağlıklı hayat alışkanlıklarının yaygınlaşmasına katkıda bulunabilir”
Türkiye’de sıhhat sisteminin kalp yetersizliği ve başka kardiyovasküler hastalıklarla uğraşta güçlendirilmesinin ehemmiyetini de vurgulayan Yıldırımtürk, “Sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve kalp sıhhatiyle ilgili hizmetlerin geliştirilmesi, kalp yetersizliği olaylarının idaresinde ve tedavisinde epey kıymetli. Ayrıyeten, sıhhat işçisinin bu hususta tertipli olarak eğitilmesinin ve kalp yetersizliği konusunda uzmanlaşmış merkezlerin çoğalmasının da ülkemizde hadiselerin azalmasında tesirli olacağına inanıyorum. Türk Kardiyoloji Derneği olarak düzenlediğimiz eğitim programlarıyla ülkemizde kalp yetersizliği konusunda uzman kardiyologların sayısını artırmayı amaçlıyoruz” dedi.
TÜRKİYE’DE 1.445 HASTA KALP NAKLİ BEKLİYOR
Kalp yetersizliği, bayanlarda göğüs, erkeklerde prostat kanserinden daha ölümcül olarak biliniyor. Bununla birlikte, bu hastalıkla ilgili tedavi seçenekleri her geçen yıl artmaya devam ediyor.
Bu tedaviler ile ilgili konuşan Yıldırımtürk “Hastalarımızın tedavi süreçlerini ömrü uzattığını bildiğimiz ilaçların yanı sıra, pil ve aygıt uygulamaları ile destekliyoruz. İlaç ve pil tedavileriyle kâfi yarar sağlayamadığımız hastalarımızda ise, yapay kalp aygıtlarını yahut kalp nakli seçeneklerini de kesinlikle kıymetlendiriyoruz. Şu anda tüm Türkiye’de kalp nakli bekleyen 1.445 hastamız mevcut. Fakat maalesef bilindiği üzere verici sayısı bu sayının çok altında. Hâlbuki yeni bir kalp bu hastaların hayatlarını büsbütün olağan halde devam etmesini sağlayabilir” diye konuştu.